Az önca Sağlık Bakanlığı 184 aradım. Ve Damla hanımla görüştüm. Ben Türk vatandaşıyım. Bu ülkenin her türlü nimetlerinden ve hizmetlerinden istifade ediyorum. 3 gündür Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi Nöroloji servisinde yatıyorum. Şu an kolumda serum ve diğer kolumda da holter cihazı var. Hastane tertemiz, doktorlar, hemşireler ve hastanakıcılar o kadar özveriile çalışıyor ki... Kelebek gibi zarifçe uçuşuyor...
Ve ben haberlerde Şanlıurfa'da başı parke taşı ile yarılan doktorun haberini okuyorum. Kahroluyorumm!
Yeter!
Yıllardır Ankilozan spondilit hastalığım sebebiyle hastanelerden destek ve tedavi alıyorum. Her üç ayda kontrol ve rapor için hastaneye gidiyorum. Tam bir günüm hastanede geçiyor. Herkesi izliyorum. Gözlem yapıyorum. Çalışanların sabrı, enerjisi beni büyülüyor...
Sevgili Cumhurbaşkanımm, Saygıdeğer Sağlık Bakanım sizeden isteğim var. Bu açık bir mektuptur. Vatandaşınıza verdiğiniz hizmet ve değeri sağlık personeline de verin. Ben yasadan anlamam...ama sizden istirhamlarımı sıralıyorum:
1) KHK ile mi olur?? Bilemem neyle olur?? Doktora ve sağlık personeline saldıranı ve hatta ailesini belli bir müddet sağlık hizmetlerinden mahrum bırakmak.
2) Tüm medya organlarında saldırı ve şiddet haberini değil, aldıkları cezayı yayınlamak.
3) Sağlık personeline saldıranı zorunlu olarak, hastanede 24 saat belli görevlerde çalıştırmak, yada sadece ayakta 24 saat gözlem görevi vermek.
Devlet büyüklerime akıl vermek haddim değil. Çocuklar ağlayarak kendi dillerince annelerine derdini anlatır ya... Öyle işte anlatıyorum... Devletime, başkanıma, yargıma güveniyorum ve güvenmek istiyorum...
Ben aynı zamanda bir doktor eşiyim. Bilirim bir doktor, nasl çalışır...
Ben aynı zamanda bir doktor annesiyim. Bilirim bir insan nasıl doktor olur...
İki gün önce kızım nöbetten çıktı. İstanbul'dan Sakarya'ya gece saat 23.00 de geldi. Bana sarıldı... İstememe rağmen gece yanımda refakatçi kaldı. Sabah saat 05.00 de yoka çıkıp tekrar istanbul Şişli Etfal Pediatri Yoğun Bakım servisindeki görevine yetişti... Ve aynı gün bir pediatristin kafası yarımdı parke ile.
Ben lanet okumuyorum. Ben olayı kınamıyorum. Ben söylenen değil söyleyen bir vatandaş olmayı seçiyorum.
Gelin hepimiz 184 nolu telefonu hergün arayalım. Memnun olduklarımızı anlatalım. Ve ısaldırganlaeın hastanelerden hizmet almamalarını talep edelim.
Beni duyunnn Sevgili Cumhurbaşkanımm.
Yeteeeer! |